Nietzsche’nin rüya yorumlama yaklaşımı, insanın güç istenci, üstinsana ulaşma çabası ve kaos ile düzen arasındaki varoluşsal savaşı temelinde şekillenir. Ona göre rüyalar, insanın içsel dünyasında verdiği savaşların, yeniden doğuşunun veya çöküşünün işaretleri olabilir.
Nietzsche, rüyaları Apollon-Dionysos ikiliği ile değerlendirir:
Apollonik rüyalar, düzeni, aklı ve sınırlı bir güvenliği temsil eder. İnsan, bu rüyalarda kendi inşa ettiği yapay kurallar dünyasında sıkışmış olabilir.
Dionizyak rüyalar, içgüdülerin özgürleşmesini, yaratıcı yıkımı ve yeniden doğuşu temsil eder. Bu tür rüyalar, bireyin eski değerlerden koparak kendini aşması gerektiğini gösterebilir.
Rüya, bireyin içinde bulunduğu varoluşsal durumu ortaya koyar: Zincirlerinden kurtulmaya mı çalışıyor, yoksa köle olarak kalmaya mı mahkûm? Nietzsche, rüyaları bireyin kendi değerlerini yaratma sürecinde bir araç olarak görür. Üstinsana ulaşmak için insanın kendisiyle hesaplaşması ve zayıflıklarını aşması gerekir. Rüyalar, bu hesaplaşmanın sahnesidir.